Türkiye ve Hesler
Ülkemizin ortalama yükseltisi 1.131 metre olup 1000 m’den yüksek alanlar toplam yüzeyin %55.5’ini kaplamaktadır. Ülkemiz arazisinin %64’ünün eğimi %12’nin üzerindedir. Ortalama yüksekliği bir kilometrenin üstünde olan ülkemizde akarsu eğimleri de fazladır. Bu topoğrafik yapı ve hidrolojik koşullar ülkemizi hidroelektrik enerji üretimi açısından avantajlı kılmaktadır Hidroelektrik enerji santrallerinin yerli kaynak kullanma avantajının yanı sıra işletme, çevre ve stratejik açılardan da avantajları bulunmaktadır. Tüm bu avantajlar, bu tesisleri ulusal çıkarlarımız için bir an önce geliştirilmesi gereken enerji tesisleri arasına koymaktadır.
Ülkemizin hidroelektrik enerji potansiyeli topoğrafik ve hidrolojik özellikler açısından tüm yurda eşit olarak dağılmamıştır. Bu dağılımda Dicle ve Fırat havzası ve dolayısıyla GAP bölgesi barajları ağırlıklı bir yer tutmaktadır. 2005 yılında üretilen hidroelektrik enerjinin %47’sinin sadece Keban, Karakaya ve Atatürk barajlarından üretildiği dikkate alındığında Fırat Havzası’nın ülkemizin hidroelektrik üretim potansiyeli içindeki yeri ve önemi ortaya çıkmaktadır. Fırat üzerindeki bu potansiyelin geliştirilmesi sürecinde karşılaşılan birçok engelin aşılarak bu projelerin tamamlanmasının ekonomik ve stratejik önemi, bugün daha açık bir şekilde görülmektedir. Bu durum geliştirilmeyi bekleyen diğer hidroelektrik projelerimiz için örnek olmalıdır.
Ülkemizde tüketilen elektrik enerjisinin yaklaşık %50’si sanayide kullanılmaktadır. Elektrik üretiminde ise Türkiye’nin diğer doğal kaynakları dışında kullanabileceği çok zengin bir hidroelektrik potansiyeli vardır. Buna rağmen, Türkiye elektrik üretiminde de giderek daha çok dışa bağımlı hale gelmektedir.
Teknik Potansiyel
Türkiye’nin brüt hidrolik potansiyeli 430 milyar kWh/yıl, teknik potansiyeli 215 milyar kWh/yıl ve ekonomik olarak kullanılabilir hidrolik potansiyeli de 125 milyar kWh/yıl olarak verilmektedir.
İşletmeye açılan 125 adet hidroelektrik santralin (HES) kurulu güç kapasitesi 11.600 MW, yıllık ortalama enerji üretim potansiyeli ise 42 milyar kWh’tir. Bu rakamlar, ülkemizdeki teknik ve ekonomik değerlendirilebilir hidroelektrik potansiyelin ancak %34’ünün geliştirildiğini göstermektedir.
TEİAŞ tarafından hazırlanan Türkiye Elektrik Enerjisi 10 Yıllık Üretim Kapasite Projeksiyonu’nda (2009–2018) yer alan Yüksek Talep Senaryosu’na göre, ülkemizdeki kurulu güç kapasitesinin 2010 yılında 45.011 MW’a, 2018 yılında 56.382 MW’a çıkartılması öngörülmüştür. Aynı dönemde, hidroelektrik kurulu güç kapasitesinin ise, 2010 yılında 14.886 MW’a, 2018 yılında 21.077 MW’a çıkartılması öngörülmüştür. Bu da, her yıl ortalama 750 MW’lık bir hidrolik kurulu güç kapasitesinin mevcut sisteme ilavesini gerektirmektedir. Elektrik nakil hatları hariç, yılda yaklaşık 1,2 milyar dolarlık yatırım gerektiren bu programın, yıllık enerji yatırımı bütçesi 750.000 dolar seviyesinde sabitlenmiş olan DSİ eliyle yürütülmesi, bu koşullarda olanaksızdır.
Teknik ve Ekonomik Potansiyel
Ülkemizin 26 adet nehir havzasında yapılan hesaplamalarda net teknik potansiyelin üst sınırının 190 milyar kWh/yıl olacağı tahmin edilmektedir. Türkiye’nin hidroelektrik enerji potansiyelinin bu safhaya kadar olan hesaplamalarında, enerji sektöründe çalışan uzmanların görüşlerinde bir mutabakat mevcuttur. Ancak, Türkiye’nin 190 milyar kwh/yıl olarak hesaplanan net teknik potansiyelinin içinden, ekonomik olarak yapılabilir hidroelektrik tesislerde üretilecek yıllık elektrik üretimi miktarında çok ciddi görüş ayrılıkları bulunmaktadır.
Değerlendirilmesi gereken bir diğer önemli husus da, Türkiye’nin kurulu gücü 10 MW’tan küçük HES potansiyelinin bugüne kadar kesin olarak hesaplanmamış olmasıdır. 130 milyar kWh/yıllık ekonomik olarak geliştirilebilir HES potansiyeli dışında özel sektörün 4628 sayılı yasa kapsamında müracaat ettiği, çok büyük bir bölümü nehir ve kanal santralı olan 1095 adet HES projesi bulunmaktadır. Toplam 14.000 MW kurulu güç kapasitesinde ve yılda yaklaşık 39 milyar kWh enerji üretebileceği tahmin edilen bu projelerin üretimi ile birlikte Türkiye’nin ekonomik hidroelektrik potansiyelinin 170 milyar kWh/yıl’a ulaşabileceği kuvvetli bir olasılıktır.
Nitekim DSİ Genel Müdürlüğü’nün Türkiye’nin hidroelektrik enerji potansiyelinin yeniden değerlendirmesi ile ilgili yaptığı ön etüt çalışmalarında, teknik ve ekonomik olarak geliştirilebilecek potansiyelin 163 milyar kWh/yıl’a yükselebileceği tahmin edilmektedir. Ekonomik kriterlere göre yapılacak değişiklikler ile hidrolik potansiyelimizi de 125 milyar kWh’dan 196 milyar kWh’a yükseltmek mümkün gözükmektedir. Ancak bunun teknik ve bilimsel çalışmalarla netleştirilmesi gereklidir.
Sonuç olarak; ülkemizin hidroelektrik enerji potansiyelinin gelişmesinden sorumlu Genel Müdürlükleri, HES projelerinin seçiminde kullanılan ekonomik kriterleri yeniden gözden geçirerek ve EİEİ Genel Müdürlüğü tarafından 12 havzada tamamlanan çalışmalar diğer havzalar için de tamamlanarak Türkiye’nin ekonomik hidroelektrik enerji potansiyelini yeniden tespit etmelidirler.